İzmir Emniyeti’nde "Rüşvet" ve "Yetkisiz Kullanım" iddiaları: Adli soruşturma başlatıldı

T24 yazarı Tolga Şardan’ın gündeme taşıdığı iddialara göre İzmir Emniyeti’nde geçmişte FETÖ davalarında yargılanan bazı polislerin kritik görevlere atanması, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.

Gündem Yayın: 02 Aralık 2025 - Salı - Güncelleme: 02.12.2025 15:02:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News

T24 yazarı Tolga Şardan’ın gündeme taşıdığı iddialara göre İzmir Emniyeti’nde geçmişte FETÖ davalarında yargılanan bazı polislerin kritik görevlere atanması, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Şardan, İzmir’de yaşanan iki önemli olayı da gündeme getirerek, şeffaflık eksikliklerine dikkat çekti.

T24 yazarı Tolga Şardan, geçtiğimiz günlerde köşesinde İzmir Emniyeti’nde yaşandığı öne sürülen bazı önemli gelişmeleri ve iddiaları gündeme taşıdı. Şardan, geçmişte FETÖ davalarında yargılanmış bazı polislerin, kritik birimlere atanmış olmasını ve buna bağlı olarak meydana gelen bazı olayları detaylarıyla aktardı. Bu iddialar, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün personel seçiminde ve görev dağılımında şeffaflık eksikliklerine işaret ediyor.

 

FETÖ Soruşturmalarındaki Polislerin Atamaları Tartışma Yarattı

Şardan’ın aktardığına göre, İzmir Emniyeti’nde son dönemde kritik görevlerde bulunan bazı polislerin geçmişte FETÖ davalarına karışmış olmalarına rağmen yüksek pozisyonlara atanması dikkat çekiyor. Özellikle, “C” kodlu polislerin bazı kritik birimlerdeki atamaları ile ilgili tartışmalar arttı.

Geçmişte FETÖ soruşturmaları kapsamında yargılanan ve beraat eden polislerin tekrar göreve dönmesi konusunda bir sakınca bulunmasa da, Şardan, bu tür atamaların "çifte standart" yarattığına ve kamuoyunun güvenini zedelediğine vurgu yapıyor. Hakkında FETÖ üyeliğinden dava açılan ancak beraat eden bir polis müdürünün şu anda Emniyet Genel Müdürlüğü’nde önemli bir terörle mücadele biriminde görev yaptığı belirtiliyor. Bu durum, özellikle FETÖ ile mücadelede yüksek hassasiyet gösterildiği iddialarına ters düşüyor.

 

İzmir Emniyetinde “Yetkisiz” Kullanım ve Rüşvet İddiaları

Tolga Şardan, İzmir’deki iki olay üzerinden de dikkat çeken iddialarda bulundu.

İlk olay, geçen Mayıs ayında Torbalı’da yaşandı. Trafik polisleri, hız limitlerini aşan bir aracı durdurduğunda, araçta yapılan incelemelerde dikkat çeken bir durum ortaya çıktı. Araç, İzmir Emniyeti’nde önemli bir birime tahsis edilmişti ve araçta bulunan kişiler polis değildi. Sürücünün, aracı kullanabilmesi için İzmir Emniyeti’nde görevli bir şube müdürünün kardeşi olduğunu iddia etmesi üzerine, olay hakkında idari soruşturma başlatıldı.

Bu olayın ardından ortaya çıkan başka bir iddiaya göre, aynı şube müdürü, eşi için de benzer bir uygulama yapmış ve eşi de devlete ait aracı kullanarak trafik kazasına karışmıştı. Kazanın ardından, şube müdürünün çalışan polis memurları, kazayı üstlenmişti.

 

İkinci Olay: Rüşvet Operasyonu

İzmir’deki ikinci önemli iddia ise Ekim ayında yaşandı. İddiaya göre, İzmir Adliyesi’nde görevli bir savcı, İzmirli bir iş insanı ile birlikte, önemli bir şube müdürünü ziyaret etti. Ziyaretin ardından iş insanı, şube müdüründen makam aracı talep etti ve aracın kendisini Menderes’teki bir benzin istasyonuna bırakmasını istedi. Burada, iş insanının 12 bin 500 dolar rüşvet aldığı iddiasıyla jandarma tarafından suçüstü yakalandığı ifade ediliyor.

İş insanının rüşvet aldığı anı jandarma tespit ederken, makam aracını kullanan polis memurunun da rüşvet olayına karıştığı belirtildi. Polis memuru, iş insanını benzin istasyonuna götürme talimatını şube müdüründen aldığını ifade etti. Bu olayla ilgili de Emniyet Genel Müdürlüğü müfettiş görevlendirdi ve adli soruşturma başlatıldı.

 

Emniyetin İçsel Sorunları ve Şeffaflık Eleştirileri

Tolga Şardan, İzmir Emniyeti’ndeki bu olayların ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın kolluk kuvvetlerine yönelik eleştirilere karşı yaptığı açıklamaları sorguluyor. Şardan, bakanın açıklamalarına rağmen, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yüksek rütbeli polislerinin kritik görevlere atanmasındaki şeffaflık eksikliklerinin ciddi güven kaybına yol açtığını belirtiyor.

Emniyetin içsel yapısındaki bu tür “tuaflıklar” ve şüpheli atamalar, kamuoyunun güvenini zedelerken, aynı zamanda devletteki FETÖ hassasiyetine de büyük bir darbe vuruyor. İzmir Emniyeti’ndeki bu tür olayların bir arada ortaya çıkması, kamu yönetiminin ve emniyet teşkilatının reform ve denetim süreçlerine yönelik yeni tartışmalar başlattı.

Şardan, kamu güvenliğini sağlamakla yükümlü olan kolluk görevlilerinin, görevlerini kişisel çıkarları doğrultusunda kullanmalarına engel olunması gerektiğini belirterek, bu tür olayların tekrarlanmaması için daha şeffaf ve denetimli bir emniyet yönetiminin şart olduğunu vurguluyor.

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
ss